St. Martin Festivali / Polonya

ST. MARTIN FESTİVALİ
Yer Poznan/Polonya
Tarih 11 Kasım
Web http://www.poznan.pl/mim/swmarcin/program,p,221,8988.html

St. Martin Günü

Slav coğrafyasının en büyük Katolik ulusu Polaklardır. Coğrafi olarak bulunduğu yer sebebiyle tarih boyunca Avrupa’da büyük küçük pek çok işgal hareketinin başladığı yerdir. Hem 1. hem 2. Dünya Savaşı’nın en çok zarar verdiği ülkelerinde başında geliyor Polonya. Tarih boyunca 78 defa işgal edilmiş bir ülkeden bahsediyoruz.

1855’te İstanbul’da sefaret görevini yaparken koleradan ölen Polakların Ulusal Şairi Adam Mickiewicz, Polonya’yı milletlerin İsa’sı olarak tanımlıyor ülkesinin tüm milletlerin günahlarının bedeli olarak yüzyıllardır acı çektiğini söylüyor. Coğrafi olarak Doğu ile Batı, dinsel olarak Katolik ve Ortodoks Kiliseler arasında kalmış biraz Türkiye’yi anımsatan doğal olarak coğrafi bir dilemmanın konusu Polonya ancak tarih boyunca bizden çok daha fazla dayak yemiş bir ülke doğrusu. Savaşlar, yoksulluk çaresizlik ve en kötüsü de yalnızlık Polakların dini inançla bağlarının bu kadar güçlü olmasını açıklıyor. Bununla beraber savaşın ve kaosun üretkenliğinden midir? bilinmez, çeşitli dallarda Nobel Ödülü kazanmış Polonyalı sayısı Madam Marie Curie iki defa olmak üzere 16’dır.

Poznan şehri, Polonya’nın 3. en büyük şehri ve Almanya sınırına yakınlığı sebebiyle batıyla temas noktası. Polaklarda bizden farklı olarak; isim günü dedikleri, kişinin ismini taşıdığı Katolik Azizin yortusunda kutlama yaptığı bir gelenek var. Pratikte doğum günü kavramının Polaklardaki karşılığı bu gelenek. Saint Martin yortusu olan 11 Kasım’da şehirde başta bir geçit töreni olmak üzere tüm şehri kapsayan pek çok faaliyet düzenleniyor. Saint Martin Kilisesi’nden başlayarak, Roma lejyoneri kıyafetleri giymiş temsili süvari Saint Martin önderliğinde, Aziz’in adını taşıyan cadde boyunca şehir merkezindeki tarihi kaleye kadar devam eden geçit töreni festivalin en önemli bölümü. Günün en renkli ve eğlenceli kısmı da bu geçit töreni aslında, oldukça güzel hazırlanmış Roma dönemi kostümleri giyen insanların cadde boyunca bu gösteriyi izlemeye gelenlerle etkileşimleri oldukça neşeli anların yaşanmasına neden oluyor. Kaleye ulaşan temsili Aziz Martin, Poznan Belediye Başkan’ından şehrin anahtarını alarak festivali resmen başlatmış oluyor.  Ardından kalenin dışında Roma Dönemi eğlenceleri

Benim de Poznan’da en çok sevdiğim caddelerden biri burası. Cadde üzerinde hem geleneksel Leh mutfağı hem de Dünya mutfağından güzel yemek yiyebileceğiniz restoranlar var. Eski şehir merkezi ve şehir kalesini bağlayan yollar arasında muhtemelen en güzeli bu cadde. İmparatorluk Kalesinden de bahsetmek gerek, Poznan’da mutlaka görmeniz gereken yerlerden bir tanesi. Kayzer II Wilhelm’in kendisi için yeniden inşa ettirdiği ve iki kez gelip eşiyle birlikte bir süre kaldığı, ardından da II Dünya Savaşı sırasında Hitler’in beklenen ve hiç gerçekleşmeyen ziyareti için restore edilmiş bir yapı. Son hali gerçekten etkileyici 19 yüzyılda Almanya’nın, Polonya’da bıraktığı derin acılar ve travmatik yıkımların yanında çok ender olsa da olumlu bir kaç şey bulunuyor. Bence bu kale onlardan birisi ve Poznan şehir idaresinin bu yapıyı kültürel olarak çok iyi kullandığını ve içini doldurduğunu söyleyebilirim. Görülmeye değer.

canlandırılırken, Kale içinde türlü sergiler ve performanslar yer alıyor. Bu festival, Polonyalıların bilinenin aksine, en az Güney Avrupalılar kadar neşeli ve renklerle arası iyi bir millet olduğunun kanıtı. Bulunduğum süre içinde beni bu anlamda en çok şaşırtan resimdi açıkçası. Sosyalist dönemde Saint Martin caddesinin (ul. Sw. Marcin) adı Armii Czerwonej (Kızıl Ordu Caddesi) olarak değiştirilmiş ancak 1989 yılında Sosyalizmin sona ermesiyle yeniden eski adına kavuşabilmiştir.

Bu arada 11 Kasım Aziz Martin gününe özel yapılan krema kaplı, badem ezmesi ve haşhaş dolgulu özel bir krosan o gün şehrin her yerinde bulunabiliyor. Bana aşırı tatlı geldi ama denemek lazım, Poznan’a özgü bir tat. Hatta bir de krosan müzesi bulunuyor, ben gitmedim ama gastronomi meraklılarının ilgisini çekebilir. Bir gün önce 10 Kasım gecesinde bazı restoranlar geleneksel olarak yaban kazı pişiriyor ve gece boyunca insanlara ikram ediyor. Özellikle şehir merkezinde büyük restoranların önünde yaban kazı yeme ritüeli ile karşılaşabilirsiniz.

Aziz Martin ve bu geleneğin kökenine bir göz atacak olursak; Katolik inancında her bir şehrin koruyucu azizleri var. Hepsinin arkasında bazen efsanevi bazen tarihsel gerçeklere dayanan hikâyeleri var. St Martin, Poznan şehrinin koruyucu azizi, 4. yy ‘da yaşamış, aslen Macar olan bir Roma askeri. Rivayete göre askeri kampta rastladığı evsiz bir fakire pelerinin yarısını kesip verdiği günün gecesinde rüyasında yarım pelerine sarınmış İsa’yı görür ve o gecenin sabahına, 18 yaşında iken vaftiz olup Hristiyan olmaya karar verir. Ardında Poitierli Aziz Hilary’nin yanında kilise eğitimini alıp bir süre sonra Fransa’nın Tours şehrinin piskoposu ve Azizi ilan ediliyor. Kendisi hayatı boyunca Roma yönetimi altında Hristiyan toplumunda en çok saygı duyulan ruhani kişiliklerden birisi olarak yaşamış ve MS 397 yılında Gaul’de hayatını kaybetmiştir.

Polonya ve Türkler arasında tarihsel olarak daima pozitif bağlar bulunuyor. Açıkçası şu günlerde Avrupa Birliği üyesi bir ülke olarak Polonya genel anlamda bulunduğu blok paralelinde hareket ediyor ve haliyle benzer toplumsal duygu durumlarını yaşıyor fakat, pek çok Polonyalı, bütün kültürel farklılıklara ve geçen zamana rağmen Türkler ile tarih boyu yaşanan pozitif ve samimi yoldaşlığın farkında ve bu duruma değer veriyor. Kasım ayında yolunuz Poznan’a düşerse bu etkileyici festivali ve güzel şehri es geçmeyin derim.

Sevgiler.

Ertuğrul Öztekin
Kasım 2017